Tuesday, April 05, 2005

yaz nesesi, boslugu ve korkusu

buralar sonunda isindi. haftasonu kar ve soguk vardi. simdi gece bile t-shirtle gezilecek kadar sicak bir hava var. aylar sonraki ilk ilik gece. kis ve soguklar sonbaharin ortasina dogru kendini ilk hissetirdiginde de boyle mutlu oldugumu hatirliyorum. hafiza mevsim degisikliklerine cok duyarli sanirim. degisiklige ya da genel olarak. birden ayaklandi. animsamalarla doldu bugun de o gunku gibi gunum. (sonbahar ve kis anilari yerine baharlari ve yazlari bu sefer.) istanbulu hatirladim (ve ozledim) butun gun, sonra eskisehir'i, yazligi, adini hatirlamadigim kasabalarinda ziyaretlerine gittigimiz uzak akrabalarin, tanidiklarin bahce icindeki evlerini, antalyaya ilk gidisimi ve kaleicindeki pansiyonun bahcesindeki portakal agacini, ilk orada duydugum o kokuyu, denizden donerken cikan aksam ruzgarini, yazlik sinemayi, kopegimi, yeterince sevgimi gosteremedigim kopecigi, yazin bikkinlik verdigi bombos gecelerini, gecenin bir vakti benzinciye anneme sigara, hepimize kola ve cikolata almaya gidislerimi, yanimda yuruyen evren'i.

bugun mutluluk insanin icinden gelir diye dusundum yine, mutlu mutlu gezerken, (ama iste disardan geliyor isik, cok belli degil mi) , belki nedeni sadece ilk bahar gunu degildi, belki sadece oydu ama bir de bir oyku dusundum sabahtan, onceden dusunmustum ama bu sefer bir kac detay daha ekliyince hissedebildim, guzel bir sey olur gibi geldi, roman ya da film olarak. bir seyler yarattigini hissetmek ne kadar diriltiyor, ayakta tutuyor insanin nesesini( ortada cok muhim bir sey olmasa ya da baskalarina belki duyduklarinda zirva gelecek bir sey de olsa yarattigin).

0 Comments:

Post a Comment

<< Home